Benim Dünyam
5,8/10
(1.159 oy)
1.364
kullanıcı bu
filmi izledi
filmi izledi
364
kullanıcının
favori filmi
favori filmi
Benim Dünyam Filminin Konusu
8 yaşına kadar hayatla ilgili hiçbir şey bilmeden yaşayan Ela ile aynı durumdaki ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra hayatını engellilere adayan Mahir Hoca'nın yollarının kesişmesiyle siyahtan beyaza giden bu yolculuğunda sadece bir kelimeye yer yoktur: İmkansız. Film, Mahir Hoca'nın karanlığın içindeki Ela'nın elinden tutarak onu üniversite sıralarına kadar taşıyışını ve Ela'nın umut ve vefa hikayesini anlatıyor. Benim Dünyam; sadece karanlığı görebilenlere, karanlığın anlamını baştan yazdıranların hikayesidir. Benim Dünyam filminin, 2005 Hindistan yapımı Black filminin yeniden çekimi olduğu, filmin yapımcıları tarafından doğrulandı.
Bu filmleri de beğenebilirsiniz



Nefes: Vatan Sağolsun
Savaş, Aksiyon, Dram



İncir Reçeli
Romantik, Dram


Güneşi Gördüm
Dram

Başka Dilde Aşk
Dram, Romantik


Veda
Tarih, Dram






Kelebeğin Rüyası
Dram, Tarih

Anadolu Kartalları
Macera, Dram, Romantik


Dedemin İnsanları
Komedi, Aile, Dram

Abimm
Dram, Komedi

Ya Sonra
Romantik, Komedi


Ayakta Kal
Komedi, Romantik

Uzun Hikaye
Dram, Romantik

Umut
Dram


Bi Küçük Eylül Meselesi
Gizem, Romantik


Bir Zamanlar Anadolu'da
Dram, Suç





Çınar Ağacı
Aile, Dram, Komedi


Gecenin Kanatları
Dram, Romantik, Suç


Prensesin Uykusu
Dram, Komedi


Çanakkale 1915
Savaş, Dram



Deli Deli Olma
Dram

Deli Dumrul: Kurtlar Kuşlar Aleminde
Dram, Komedi



Çanakkale: Yolun Sonu
Savaş, Dram, Tarih

Kağıt
Dram


Bir Avuç Deniz
Dram





Tamam mıyız?
Komedi, Dram



Sadece Sen
Aksiyon, Dram, Romantik



Entelköy Efeköy'e Karşı
Komedi



Su ve Ateş
Dram, Romantik

72. Koğuş
Dram





Kurtuluş Son Durak
Komedi, Dram

Eşrefpaşalılar
Komedi, Dram

Labirent
Dram, Aksiyon

Patlak Sokaklar: Gerzomat
Komedi, Suç

Selam
Dram

Son İstasyon
Aile, Dram

Büşra
Dram




Gişe Memuru
Dram

Bu Son Olsun
Dram, Komedi


Bu İşte Bir Yalnızlık Var
Dram

Halam Geldi
Dram



Gergedan Mevsimi
Dram, Gerilim, Tarih





Senin Hikayen
Dram, Romantik


Atatürk'ün Fedaisi Topal Osman
Dram, Tarih

Neva
Romantik, Dram


Meryem
Dram

Günce
Aile, Dram


Elveda Katya
Dram

Sev Beni
Komedi, Dram, Romantik


Kızım İçin
Dram

Aşk Ağlatır
Dram, Romantik
Filmi Ekleyen: sinemalaryonetim
Hata Bildir
Listeme Ekle
veya
Yeni Liste Oluştur
Liste ismi en az 3 karakter olmalıdır!
Film Afişi

Yorumlar (905)
Boş ve saf bir melodram değil...
Filmden sonra bir arkadaşımla kafa kafaya verip ‘Biz Uğur Yücel’i sevmek istiyoruz, çünkü onu seviyoruz’ tarzında kısa bir ‘ağıt’ yaptık. İstanbul Film Festivali’nde izleyip ‘demode’ bulduğum (filmin de demodesi mi olur demeyin) Soğuk’tan sonra bir uyarlama (belki de yeniden çevrim demek daha uygun) olan Benim Dünyam, Uğur Yücel’le ilgili sarsıntılarımızın bir nebze daha artmasına sebep oldu diyebilirim. Film hiç kötü değil ama Uğur Yücel'den farklı beklentilerimiz var sanırım.
Benim Dünyam, Sanjay Leela Bhansali’nin 2005 yapımı Black filminden uyarlama, neredeyse yakın denklemli kopyası. Gerçi o da Hollywood yapımı Miracle Worker filminin uyarlaması ama Bhansali bir hayli değişiklik yapmıştı senaryoda! Hakkında baştan böyle bir önyargı olsa da, ben genel olarak ‘ağlak’ kategorisinde bir film olarak algılamadım Benim Dünyam’ı. “Mendiller ellerde, ağlamaya hazır olun” tarzı yorumlardan çok, filmin ‘başarı hikayesi’ne
odaklandım ve hikayenin içinde de gözyaşından daha farklı şeyler buldum açıkçası. Bulduklarımın hepsinin olumlu olduğunu söylemiyorum ama kör bir kızın hayata tutunma çabası sadece gözyaşıyla ifade bulacak kadar saf melodram içermiyor.
Uğur Yücel Yazı Tura’dan sonra tarzını Yeşilçam ağırlıklı melodrama çevirdi diyebiliriz, bunun da en bariz örneği Türkan Şoray’la başrolü paylaştığı Hayatımın Kadınısın filmidir. Benim Dünyam’ın bir uyarlama olduğunu düşünürsek, biraz detaylara dalabiliriz aslında. Hayatını kaleme alan Ela, iki yaşında körlükle tanıştığını söylüyor. Annenin kucağındaki çocuk kesinlikle iki yaşında değil, en fazla altı aylık falan. Neyse ki filmin bundan başka fazlaca göze batan detayları yok. Oyunculukları, işaret dilini dikkatlice inceledim, çünkü genelde filmin akışına etki edecek bu tarz detaylar bizde üstünkörü yapılır. İşaretler yarım kalır, duygu tamamlanamaz ve seyirci de memnuniyetsiz ayrılır filmden. Beren Saat genel olarak iyi performans sergilemiş ama bir tek daktilonun başında yazı / hayatını yazarken fazlaca huşu içindeydi. Mahir Hoca’yı oynayan Uğur Yücel de genel olarak iyiydi ve rolle epey özdeşleşmişti. O kadar ki, filmi tercih etmesinin nedenlerinden birinin Mahir Hoca karakterini kendisine yakın bulmuş olmasıdır, diye düşünüyor insan.
Film, Ela ve Mahir hoca arasında yaşanan bir nevi aşk ve nefret ilişkisi üzerinden gidiyor. Görmeyen ve duymayan bir insanın isyanı, yalnızlığı ve algısızlığının bir nevi delilik olarak algılandığı 1950’li yıllarda başlayan hikaye, Ela’nın çocukluğunu da kapsıyor. Hissiyatsız bir çocuk olarak gösterilen Ela’nın hocası Mahir’le olan tanışıklığı ve eğtim süreci de gayet sert bir biçimde ilerliyor. Bu sertlik tepki toplar mı bilinmez ama cesur bir yanının olduğu kesin! Annenin içgüdüsel olarak bağrına bastığı ama ona yetmediği, babanın ise gözden çıkarmakta sakınca görmediği Ela, Mahir Hoca’nın ellerinde bir hayli hırpalanıyor, itilip kakılıyor. Burada bir doz aşımından söz etmek mümkün ama film duygusal olarak seyirciyi ‘bunlar hep onun iyiliği için’ tarzında bir açıklamayla durduruyor, zaman zaman bu savaştan keyif alır hale bile geliyorsunuz.
Sonuçta film bir yeniden çevrim olduğu için her şey tıkır tıkır işliyor, geriye atmosferi ve oyunculukları oturtmak kalıyor ki, o da kısmen başarılmış. Öyle ki Ela’nın kıyafetleri bile orijinaliyle çok benzeşiyor, gözlüğün ardından hissedilen kar ve benzer başka detaylar orijinal filmden özenle atlanmadan filme yedirilmiş.
Filmin eksiklerinden biri Ela’nın kızkardeşiyle olan ilişkisinin neredeyse hiç verilmemiş olması. O yüzden filmin sonundaki kardeşin ‘geri planda kaldım’ patlaması biraz havada kalıyor. Gerçekten film de çok Ela yörüngeli gidiyor, o yüzden kardeşin serzenişlerini de ancak araya sızan laf sokuşlarından anlıyoruz. İki kardeşin birbirlerine olan bakış açısının farklılığı da gönül gözü penceresinden veriliyor!
Filmin ağlatma potansiyeli sonlara doğru çıkıyor; Mahir hocanın bilincini yitirip, Ela’nın gözü kulağı olmayı kaybettiği, üstelik deli damgası yiyip yalnız kaldığı noktada patlıyor. Hayatını Ela’nın iyi bir yaşam sürmesi için adayan ama onun başarısını göremeyen adamın dramı, başarı hikayesinin sonunda izleyiciye daha dramatik yansıyor. Ağlama garantili olduğu için izleyin demem elbette, ama Uğur Yücel'den daha iyi filmler beklediğimizi de eklemek isterim.
3/5 6/10
Önceden izlediğim ve şans eseri denk geldiğim bir filmdi. Filmin başında uyarlama olduğu yazıyordu diye hatırlıyorum. İzleyicilerin neden özgünlük konusuna bu kadar takıldığını anlamıyorum bir yapımcı diğer yapımcıdan hakları satın alarak iş yapabilir ve kendi yorumunu katabilir en kötü ihtimalle anadilimizde film izlemiş oluruz bence kabul edilebilir.
Çalıntı olduğu iddiaları filmin önüne geçmiş ve haketmediği bir puan almış. ---- iddiaları bir kenara bırakıp 10/8 derim tavsiye edilir.
*DİALOG MÜZELERİNE gitmenizi öneririm engelli insanları daha iyi anlamak adına