Ebuzer, Gıfar’ın dağlarında gözü pekliğiyle nam salmış yumruğu güçlü, kılıcı keskin biridir... Şam’a giden ticaret kervanları güvenli bir yolculuk yapmak için Ebuzer’e kılıç payı ayırmak zorundadırlar. Gıfar kabilesi yiğitliyle ünlenmiş Ebuzer’in iki alışkanlığından memnun değildirler. Soygunculuktan gelen ganimeti yoksullara dağıtmasına ve putlarına saldırmasına karşıdırlar. Ebuzer, kabilesinin taş parçalarından medet beklemelerine, hediyeler sunmalarına, tapınmalarına katlanamaz… Putları her seferinde yerle bir eder. Gıfarlılar, yıllardır süren kuraklığı ve kıtlığı Ebuzer’in putlarını küstürmesine bağlamaktadırlar. Ebuzer’i Gıfardan sürmeyi belki de güçleri yeterse öldürmeyi düşünmektedirler. Böylece putlarının öfkesini sona erecek, yağmur yağarak bolluk olacaktır.Ebuzer, Mekke’de ‘Allahtan başka ilah olmadığını’ ilan eden Resulullah’ın müşrikler tarafından dışlandığını, zulme uğradığını duyar. Mekke’ye gidecek, taşa- demire değil, tek olan Allaha inanmaya davet eden Muhammed’in dinine girecektir.Peygamberine kavuşmak için Mekke’ye koşar… Müşriklerin zulmünden korku her tarafı sarmıştır. Dövülmekten, işkence görmekten korkan halk, Muhammed’in (s.a.v) kaldığı yeri göstermez… Ölümden kurtardığı küçük köle Ebuzer’e yardımcı olur. Evine götürür. Peygamber, bir iki gün eve gelmeyecektir. Köle çocuk, Şam’daki annesinden bahseder… Peygamberine kavuşmak için yanıp tutuşan, Resulullahı görmek için kavrulan Ebuzer, annesine sarılmak için ağlayan köle çocuğun gözyaşlarına da duyarsız kalamayacaktır…
Devamını Oku