Circumstance

Baştan söylemek gerekir ki gerçekten çok başarılı bir yapım. Şeriatı, zorla dikte edilen hayatı eleştirmek adına değerli olan ne varsa yok saymakta çok başarılı bir defa.
Film baştan sona önyargıyla ilerlemekte çok başarılı, herkesi bir kalıba koyup, genelleme yapmakta da hakeza.Bir tane bile iyi mü'min bulamazsınız- kastî olmadığına inanasım gelmiyor-dindar olanların hepsini kötü, sapık, paragöz, cani göstermekte çok başarılı. Hele hele "ya bu kadın fikir kıtlığı çekiyodu galiba, "milk"i izlerken 'dur ben de bu eşcinselliğin İslam ülkelerindeki haline ışık tutayım' dedi." dedirtmeyi de başarmış, hatta bunu filmde gizleme gereği duymamış.
Filmin bana göre en başarılı yeri içki, uyuşturucu gibi maddeleri kullanma, 16 yaşındaki kızların önüne gelenle birlikte olma HAKlarına o kadar güzel dikkat çekmiş ki, hem de aileler de kim oluyor tavrıyla; son yılların en iyi sosyal sorumluluk projesi ödülünü alır.
Filmden çıkarılan ana düşünce ise: "Eşcinsellik de neymiş? Ensest bile normal adamım aş bunları artık". Ama filmde atlanan birkaç nokta var ki senarist-yönetmene söylenmesi gereken: ablacım İslam ülkelerinden biri asıllı olmak, oradaki mantığı sağlıklı bir şekilde aktarabilirsin anlamına gelmiyor. Amerikalarda yaşayıp da İslam ülkelerinde yaşayan Müslüman kadınların, erkeklerin çizdikleri dar alanda sıkışmışlığın portresini çizmeye çalışman anaokulu resmi gibi durmuş.
iki genç? (16 yaş gençlik kategorisinde midir tartışılır) kızın aralarında yaşadıkları duygusallık, bağ, aşk ya da herneyse anlatılmaya çalışılan şey o değildi. Bu konular insanların kimi tarafından kabul edilebilir kimi tarafından edilmez olarak tanımlansa da hiçbir şey eşcinsellerin yaşamdaki varlığını inkar edemez. İslami yaşam için de bu kural geçerli. Eğer asıl amaç buna değinmek olsaydı, daha gerçekçi, genellemesiz bir hikaye anlatılabilirdi. ya da film kadınların din adı altında yaşadıkları ezilme, hor görülme, zorlanma gibi durumlarını anlatmak istiyorsa idi: kadınların tabii olarak rahatça barlara gidip, alem yapıp, kucaktan kucağa dolaşamamalarını değil de daha temel haklardan bahsedebilirdi pekala. Ama anlatmak istediğim gibi film baştan sona art niyet doluydu.
ve ne tesadüftür ki ödül almak konusunda da başarılıydı bu namaz kılan Müslümana öcü gözüyle bakan film!!! Ee böyle yapıma helal olsun demekten başka ne denir? Ama pardon "helal" kelimesi çok sığ, dindar, İslamî. en iyisi mi biz bravo diyelim!!

Yönetmenin İran asıllı bir Amerikalı kadın olmasından dolayı filmin daha çok dıştan bakan bir göz ile perdeye aktarılmasına neden olmuş.
Olay mahalli molla yönetimindeki İran olmasına karşın burjuva yaşam tarzına sahip üst gelir gurubundan insanların öyküsü üstelik İngilizce dublaj ile anlatıldığı için İran vurgusu hissettirilememiş.
Değişime ilişkin gerçekçi hiçbir ipucu vermeden birden bire dönüşüveren bir baba! Neden? Sorusunun yanıtı verilememiş.
Farklı olmanın zorluğu, baskıcı toplumlarda çıkış arayışlarının her zaman doğruya kanalize olmadığı, güçsüzlüğün sınırsız seks, alkol, uyuşturucu şeklinde tezahür edebildiği başarıyla anlatılırken hangi toplumda olursanız olun siyasal erkin parayla buluşması sonucu ortaya çıkan yozlaşma da doğru yansıtılmış. Sevginin dramatik yönünün düğün sahnesindeki anlatımı da oldukça başarılıydı.
Fazla söze gerek yok birileri kısaca "kadın olmanın dahi ahlaksızlık olduğu bir coğrafyada, bunu öyle nitelendiren adamların tüm ahlaksızlıkları yapma hakkını kendinde görmelerini anlatıyor" demiş bu film için... üç nokta...