İsyan

''1800’lü yılların ortasında Karayipler’de bir ada. Doğa burayı bir cennet, insan ise bir cehenneme çevirmiştir! Portekizlilerin oldukça büyük şeker kamışı çiftliklerinde çalıştırılan köleler yoksulluklarını isyana döndürmek üzeredir. İngilizler de bu duruma bir kıvılcım çakmıştır. Entelektüel gizli ajan Sör William Walker’ı (Marlon Brando) 3 aşamalı, çetrefilli bir göreve yollayacaklardır. Köleler isyana kışkırtılacak, şeker ticareti ise İngiltere’nin eline geçirilecek ve köleler yeniden köleliğe döndürülecektir. Kapitalizm, sömürgecilik, devrim ve ayaklanma, bu destansı filmde incelenmekte… '' Alıntı.

Sömürgeciliğin ilk emparyalist gelişiminde kapitalizmin ne kadar acımasız olabileceği üzerine harika bir yapımdı. İngiliz sömürgecilerin İspanyollardan kurtulabilmek için yarattıkları entrika dha sonrasında yaratılan özgürlük kahramanının gerçekten özgürlük kahramanı olmayı ciddiye alması ile beraber İngilizler için oluşturduğu tehlike, o kahramanın kendi insanları tarafından avlanması mükemmel bir öykü anlayan için. Brando ise kelimenin tam anlamı ile mükemmel. Zaten Amerikan sinemasında aykırı bir Orson Welles birde Brando öne çıkıyor. Sanırım hikaye gerçekte yaşamış bir Haiti özgürlük savaşçısından esinlenmiş. İnsanların üç kuruşluk menfaat için nasıl üzerlerinden geçilip , parçalandığını gösteriyor. Filmdeki en önemli sahnelerden birisi asi komutanı yakalayan zenci çavuşun repliği “ben yakaladığım kişinin rengine değil bana paramı ödeyene bakarım!”. Bu filmi seyrettiğim zaman şimdi seyrettiğim zırvaların ne kadar cıvık, zekadan ve duygudan yoksun apolitik olduğunu bir kez daha anlıyorum. Hollywood Marvel kahramanları ve hayali uzaylı istilası ile daha ne kadar göz boyayabilecek? Bu ülkede sanattan ve bilimden hala zevk alan insanları görmek bile moralimi yükseltiyor.

marlon brando hayatımın filmi,en iyi performansım dediği bu film,tarihin en iyi siyasi filmlerinden birisi kabul edilir.
 
chp lideri kemal kılıçdaroğlu da geçen yıl gazeteci ayşe arman a verdiği bir röpörtajda,kendisine sorulan en favori filminin hangi film olduğu sorusuna,marlon brando nun queimada(isyan) filmi cevabını vermişti.
 
yanlız siyasi,avrupalı sanat filmi meralısı bir yönetmenin elinden çıkma bir film olarak özellikle filmin başları kimilerine sıkıcı gelebilir.üç kez izledim hepsinde de aynı şey oldu,filmin başlarında hikaye bir yere gitmiyor daha fazla izlemeyelim havalarında ama filmin ikinci yarısı bir den atağa kalkıp,insanın ruhuna işleyecek bir yapıma dönüşüyor.film bittikten sonra insan üzerindeki etkileri uzun süre devam ediyor.filmi izlemeye kalkarsanız başlarını sıkıcı bulsanızda sakın yarıda bırakmayın,inanın tamamını izledikten sonra yarıda bıraksak büyük hata edermişiz dersiniz
 
marlon brando en iyi performansım dediği bu filmde adeta mucizeler yaratıyor.tanrıyı oynuyormuşcasına bir performans koyuor ortaya.
 
şahsen benim izlediğim ilk marlon brando filmi bu filmdir ve de neden brandon un neden gelmiş geçmiş en iyisi kabul edildiğini hemen anlamamı sağlamıştır.adamın aktörlüğü karşısında şaşkına dönmüş,eletirik çarpmışcasına bir etki altında kalmıştım.bu filmden öncede çok sayıda film izlemiştim tabi ama aktörlüğünde bir meslek olduğu,oyuncuların performanslarının hayati önem taşıdığını ancak bu filmde marlon brando yuda ilk defa izledikten sonra anlayabilmiştim.
kısacası bu filmdeki ilk defa izlediğim marlon brando nun destansı performansı sinemaya bakış açımı değiştirmişti
 
gerçi brando nun kendisinden iyi bilecek değiliz tabi ama brandonun en iyi performansının bu filmdeki oyunu olduğu fikrine ise pek katılamıyorum. benim için en iyi performansı last tango in paris filmindeki oyunudur.sonrasında bu filmdeki performansı gelir.