Leningrad

filmde tek beğendiğim yer açlıktan gözü dönmüş adamın ölü insann bacağnı kesmeye çalştığı sahneydi... durgundu bi aksiyon hareket yoktu. sadece var gibi görünüyodu.. :) sawaş filmi izlemek istiyosanız birsürü seçeneğiniz var. hepsini izledim bi bu kaldı diyosanız siz bilirsiniz ... iyi seyirler...

İzlenebilecek bir filmdi. Belki dört dörtlük değildi ama konusu da, çekimleri de şurda burda boy gösteren pek çok filmden güzeldi. Filmde anti-komünistlik had safhadaydı. Anlamadığım şu oldu: Tamam anti-komünist olabilirsiniz, bütün film boyunca komünizme çatabilirsiniz ama tam 1 buçuk milyon insanın kuşatma altında öldüğü Leningrad\\'da komünizm için bütün varını yoğunu ortaya koyan hiç mi insan yoktu, hiç mi kahraman yoktu. Bir tane var gibi gösterdi film, sonra onu da kendilerine benzetti. Yine de başında dediğim gibi, izlenebilecek bir film.

klasik savaş filmlerinden farkı pek yok ama sürükleyici bir filmdi,özellikle Kate davies'in Yura için yaptıkları ve 1943 yılında kendi yemek hakkını bile Yura'ya vermesi ve kendisinin zayıflıktan ölmesi ağlatıcı cümlelerdi.gerçek kişilere dayalı olmasını seviyorum,savaş sahnelerinin yanında gözlerin sulanması böyle filmlerde çok hoş etki bırakıyor,izlemeye değer film arkadaşlar..

film benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. herkesin orjinal dilinde konuşması(ruslar rusça, almanlar almanca, ingilizler ingilizce), dikkat çekici savaş sahneleri gibi fragmanında beni heyecanlandıran şeylerin hepsini filmin 10-15.dakikalarında unuttum. filmin ortalarına kadar zor sabrettim ve sonrasında ileri sararak filmi bitirdim. gabriel byrne gibi iyi bir oyuncu filmde ortalarda yok. konu, işleniş vs hiçbirini beğenmedim. birkaç savaş sahnesi(özellikle başlangıçtaki) güzeldi, ama onlar için bu filmi izleme eziyetine katlanılmaz.