Clash By Night

Kötü olmayan bir adam,kadınları da sever.
- Herkes bundan korkuyor. Yaşlanıp yalnız kalmaktan..

Hep bir yerlerde,bir şeyler yapma ve oraya ait olmanın verdiği huzur hissi ama hiçbir yerde bunu hissedememek. Hep bir şeylerin eksik olması ve hayatın,geçen tüm günlerin verdiği olağanca boşluk hissi. Böyle bir hayat yaşamak oldukça zor. Herkes gibi olabilmek,kalabalığın arasına karışmak ve herkes kadar mutlu olabilmek,içinde sürekli başka başka fırtınalar kopanlar için böyle bir şey çok da mümkün değil. Tıpkı yıllar sonra ailesinin evine dönen Mae Doyle gibi..

Çok fazla şey isteyip hem de çok az şey isteyen birisi o. Karmaşık ruh hali ve aslında tüm davranışlarına bakarsak hayatı boyunca ne istediğini tam olarak bilememiş bir karakter. Bir kimlik arayışı ve sevdiği,hayalindeki adamı tanımlama isteği. Bunların hepsi onun için çok zor çünkü bilinen kalıplar dışında yaşayan birisi o..

İhtiras,arzu,heyecan ve insanın diğer tüm istekleri,isteyebileceği,hissedebileceği her şey üzerinden ilerleyen,aslında bir yerlere ait olma savaşını kendi içerisinde veren ama çevresine de bu savaşın etkilerini yansıtan bir kadının hikayesi. Herkese ait olan özellikler ve herkesin içerisinde kopan fırtınalar bir kadın bedeninde hayat bulmuş filmde. Hayatını bir yere ya da birine adamak yerine sadece ve sadece kendine adama isteği. Kendi hayatının tek sahibi ve her kararında hür olabilmek ama tüm bunları yaparken de bir erkek tarafından korunup,tüm yapacaklarının hoşça karşılanması,yine erkek tarafından. Kulağa dünya üzerinde pek mümkün,hatta olabilme ihtimali tamamen yok görünüyor. Belki de Mae bu yüzden çok mutsuzdur hep. Yine de dünyanın değiştiği gibi insanlar da değişebilir..

Kara-film türünün önde gelen isimlerinden Fritz Lang imzası taşıyan seyre değer bir klasik. Filmin özellikle kadın oyuncuları ve yönetmenin öneminden dolayı filmi izlemek istedim. Böyle isimleri bir arada görmek hayli ilgi çekiciydi. Filmde tek beklemediğim durum Marilyn Monroe'nun filmin merkezinde olmayan bir karakteri canlandırması oldu. Yine de filmin oyuncu sayısındaki azlığı da göz önünde bulundurursak,filmin anlatmak istedikleri adına her karakter ayrı bir önem taşıyor. Barbara Stanwyck bu ruhun sürekli değişimler yaşayan kadını takdir-e şayan şekilde canlandırmış aynı şekilde usta yönetmen de bu performansı tüm hatlarıyla beyazperdeye aynı derece takdir edilesi yansıtıyor..

´Söyle bakalım bu masmavi gözleri nereden aldın ?´

Puanım: [6.5/10]

'İyi seyirler..'