BrainDead

2016 senesi film bakımınından oldukça zayıf geçse de hem devam eden dizilerin üst düzey sezonları hemde yeni çıkan diziler nedeniyle bir bombardıman şeklinde geçti. İsmini Peter Jacksonun kült(bana göre çöptü) eserinden, dinamiklerini ise defalarca sinemaya uyarlanan Invasion of the Body Snatchers den alan komediyle sarmalanmış olan bu kaliteli bir bilim kurgu da arada kaynadı biraz. İstila edilen şehrin Washington ve dolayısıyla meclis olmasıyla günümüzün siyasetine alaycı ve sert eleştiriler getiren ve bunu yaparken de kah kaya boğan bir eser. Zaten ap*allığın, muhafazarkarlığın, güç gösterilerinin sardığı siyaset dünyası traji komikken, istilacı böceklerimiz hatları iyice ayırıp, keskinleştirerek bir kör dövüşüne çeviriyor. Bir başka bilim kurgu klasiği olan Thing’in yeni versiyonun da(1982 olayların öncesini anlatıyordu) seyrettiğimiz Mary Elizabeth Winstead önderliğinde ki kaliteli kadrosu da eserin gücünü yükselten unsurlardan.
Özellikle ilk 8 bölümü zeki taşlamalarla dolu, dinamik ve eğlenceliyken sonrasında Laurel ve Gareth in gitmeli gelmeli sıkıcı aşkına odaklandı. İki siyahi yan karakter derinleştirilmesi gerekirken resmen süreleri kısaldı. Böylece izlenme oranları da düştü ve diziyi birinci sezonun da zayıf bir finalle noktalamak zorunda kaldılar. İlk 8 bölümden Stranger Things ten aldığım tadı aldım keşke sonrası da gelebilseydi, en azından Forever gibi yarım kalmadı zayıfta olsa bir final yaptılar.
10/7,5