İtalyan sinemasının büyük ustası Michelangelo Antonioni ile İsveçli usta Ingmar Bergman 30 Temmuz günü aynı kaderi paylaşarak uykularında huzur içinde öldü.
Michelangelo Antonioni, 29 Eylül 1912\'de İtalya\'nın doğusundaki Ferrara kentinde dünyaya geldi. Bolonya Üniversitesinde ekonomi eğitimi gören Michelangelo Antonioni, 1930\'ların İtalyan komedilerini çok sert dille eleştiren yazılarıyla dikkat çekti.
1940\'larda İtalyan ulusal sinema okulu Centro Sperimentale\'ye başlayan Antonioni, kısa bir süre içinde senaryo yazarlığına başladı, Roberto Rossellini, Federico Fellini ve Enrico Fulchignoni gibi yönetmenlerle birlikte çalışmaya başladı. İlk uzun metrajlı filmi (Cronoca di un Amore)"Bir Aşkın Güncesi"ni 1950 yılında çekti.
Antonioni\'yi, uluslararası üne kavuşturan, Yabancılaşma Üçlemesi’nin 1960 yapımı ilk filmi (L\'avventura) Macera oldu. Onu, (La Notte) Gece ve Batan Güney izledi. Ardından kimi eleştirmenlerin üçlemenin devamı olarak nitelediği Kızıl Çöl geldi. Antonioni\'yi kariyerinin zirvesine taşıyan ise, Arjantinli yazar Julio Cortazar\'ın bir hikayesinden uyarladığı 1966 yapımı (Blow Up) Cinayeti Gördüm adlı film oldu. 1960\'ları konu alan film, Cannes Film Festivali\'nde Altın Palmiye ile ödüllendirildi ve Oscar\'a da aday gösterildi.
Bireyin dünyasına eğilen, modern bireyin ikili ilişkilerini anlatan, bunu da olay örgüsüyle değil doğal bir akışla yapan Antonioni, 1985\'te bir kaza geçirdi ve kısmi felç oldu. Usta yönetmen konuşmakta da güçlük çekiyordu. Sağlığı yüzünden eskisi kadar üretken olamasa da “film çevirmek benim için yaşamak demek” diyen Antonioni sinemayı hiç bırakmadı.
1995\'te Bulutların Ötesinde’yi çekti. İki yıl önce bu kez Steven Soderbergh ve Wong Kar-Wai ile "Eros" için kamera arkasına geçti. 2004 yılında çıkan \'Eros\' üçlemesinin parçası olan The Dangerous Thread of Things\'i (Olayların Tehlikeli Dizilişi) çekerken 92 yaşındaydı
1995 yılında sinemaya katkılarından dolayı özel Akademi Ödülü verilen Antonioni\'nin diğer önemli filmleri arasında La Signora Senza Camelie (Kamelyasız Kadın), L’Eclisse (Güneş Tutulması), Il Deserto Rosso (Kızıl Çöl), Zabriskie Point (Zabriskie Noktası), Professione: Reporter (Yolcu) yeralıyor.
Sinema tarihinin en büyük yönetmenlerinden sayılan Ingmar Bergman Persona, Yedinci Mühür, Yabancı Çilekleri filmleri ile adını sinema tarihine kazımış, 2005 yılında Time dergisi tarafından yaşayan en büyük yönetmen ilan edilmişti.
İsveçli oyun yazarı ve film yönetmeni Ingmar Bergman, 14 Temmuz 1918’deUppsala’da bir Protestan papazın oğlu olarak dünyaya geldi. Katı bir dini eğitimden geçen Bergman, kariyerine oyun ve senaryo yazarı olarak başladı. Kısa bir süre sonra ise hem tiyatroda hem de sinemada yönetmen oldu.
Bergman, Metafizik temalarla bezediği “Yedinci Mühür”, insan ruhunun derinliklerine yolculuk yaptığı “Persona”, bir aileyi merkezine oturttuğu “Fanny ve Aleksander” ve bir çiftin
Davranışlarını incelediği “Evlilik Yaşamından Sahneler” ile sinema tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Bergman 1956 yılında katıldığı Cannes Film Festivali’nde gösterilen “Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri” ile büyük beğeni topladı. Diğer filmlerde çok iyi olduğu için jüri bu filme özgü bir ödül yarattı ve Bergman’a Şiirsel Hiciv Ödülü verildi. Bu film Bergman’ın 18. filmiydi.
1956 yapımı "Yedinci Mühür" ise Bergman ismini tüm dünyaya duyuran film oldu. 1957 Cannes Film Festivali’nde de Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
Oscar’a 9 defa en iyi yönetmen olarak aday gösterilen Bergman, 1960, 1961 ve 1983’te çektiği filmlerle üç kez “En İyi Yabancı Film Oscar”ını aldı.
1983’de çektiği ve başyapıtı kabul edilen "Fanny ve Aleksander" ise tam dört dalda Oscar\'a layık görüldü. Bergman, Cannes Film Festivali\'nde “Palmiyelerin Palmiyesi” ile ödüllendirilen tek sinemacı olarak da tarihe geçti.
Bergman geride, 54 film, 126 tiyatro eseri ve 39 radyo oyunu bıraktı.
İtalyan ANSA ajansı, ailesine dayanarak verdiği haberde, "Antonioni\'nin 30 temmuz akşamı evinde, eşi Enrica Fico\'nun yanında, koltuğunda huzur içinde öldüğünü" duyurdu. Cenaze töreninin, Perşembe günü düzenleneceği bildirilirken, 89 yaşında olan Ingmar Bergman’ın, 30.07.2007 sabahı yerel saat ile 07:00’de İsveç’te Farö adasındaki evinde uykuda öldüğü açıklandı.
Sinema dünyası iki büyük ustanın ölüm haberini aynı gün içinde almanın şokunu yaşıyor. Dünya sinemasının bu iki büyük ustası sinema var oldukça yaşamaya, sinema öğrencilerine ders olarak izletilen filmlerle öğretmeye, onları yeni keşfeden sinefillere mutlu anlar yaşatmaya devam edecek.