İstanbul'da çalışan bir berber, "hem burada, hem de çok uzaklarda" olmak ister. Ve bir gün aniden başını alır ve o çok uzaklara gidiverir. Çok uzaklarda, bir "hiçkimse" olarak yepyeni bir hayata başlamak mümkün müdür? Orada bir köy vardır uzakta… O köy neresidir, Türkiye’nin neresindedir? Bilinmez. Yıllardan hangi yıldır, zamanlardan hangi zamandır? Bilinmez. Orada, zaman sonsuz bir baharda donmuş gibidir. Orda bir köy vardır uzakta… Peki o köy kimin köyüdür? O köy Muhtar'ın köyüdür. İstanbul'dan gelen Berber bu ücra köye yerleşir. Köyün eski berberi Cıngıl Nuri yıllar önce ortadan kaybolmuştur. Yeni Berber onun dükkanını kiralar, dükkanı işletmeye başlar. Köy, hayallerdeki masum köylerden değildir. Köyün yöneticisi, herşeyi, Muhtar, tuhaf kayıplarla uğraşıp durmaktadır. Köyün en güzel kızı, Güvercin, hiç bir iz bırakmadan kaybolmuştur. Muhtar ve tek silahlı adamı Bekçi, köydeki herkesi sorguya çekerler. Muhtar en çok Cennet’in Oğlu’ndan kuşkulanır. Bu şair ruhlu, hayalci delikanlıyı sorgu sırasında öldüresiye döver ve Cennet’in Oğlu’nun aklını kaçırmasına sebep olur. Muhtar ve Bekçi köye korku salar ama Güvercin’i bulma konusunda başarılı olamazlar. Cennet’in Oğlu, hiç kar yağmayan bu köyün sokaklarında “Kar neden yağar, kar?” diye sorarak dolaşmaya başlar… Daha da tuhaf şeyler olur. Durduk yerde Cıngıl Nuri çıkıp geliverir mesela. O gelir ama bu kez yıllarca sabırla Nuri’nin yolunu bekleyen karısı kaybolur ortadan. Güvercin’in inatçı ve inançsız babasını, son çare olan büyünün gücüne ikna etmek için düzmece bir aşk büyüsü yapılır ama büyü ters teper ve masum bir gencin ölümüne sebep olur. Muhtar ve giderek işin içine giren Bekçi ve köylüler, her adımda karşılaştıkları kayıplardan, ölümlerden dehşete düşerler. Hayatın karmaşıklığı, bir türlü anlayamadıkları yazgıları başlarını döndürür. Muhtar tarifi imkansız dertlerini çözmek için devlete başvurmaya karar verir, ilçeye gider ve bir daha asla dönmez. Güvercin bulunur ama bulunması hiç bir sorunu çözmez. Tam tersine köy halkının kendi uydurdukları çok büyük bir yalan içinde kaybolmasına sebep olur. Berber bütün bunlara soğukkanlı bir seyirci gibi uzaktan, dışarıdan bakmakla yetinir sanki. Kavak tozlarının asla yağmayan kar taneleri gibi köyün göklerinde uçuştuğu bir günde köyü terkeder, son kez bir tepeden köyü seyreder.
Devamını Oku